13 Kasım 1918 – Geldikleri gibi giderler

 

Mustafa Kemal 10 Kasım’da hareket ettiği Adana’dan İstanbul’a ulaştı.

Kendisini Dr. Rasim Ferit Bey (Talay) karşıladı.

Yanında yaveri Cevat Abbas vardı.

55 parçalık işgal güçleri ortak donanması da aynı gün gövde gösterisi yaparak Haydarpaşa önlerinden İstanbul Boğazı’na doğru yol alıyordu.

Bu sebeple deniz ulaşımı durdurulmuştu.

Savaş gemileri Dolmabahçe Sarayı önlerinde toplarının ağızlarını saraya çevirip, yarım ay biçiminde bir konum alarak demirlediler.

İşgal güçlerinin gösteriş geçişini Mustafa Kemal ve yanındakiler Haydarpaşa Garı’nın köşesindeki çayhaneden çaresizlik içinde seyretmek zorunda kaldılar.

O sırada Mustafa Kemal’in ağzından ‘Hata ettim. İstanbul’a gelmemeliydim. Ne yapıp yapıp Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalı’ cümlesi döküldü.

Mustafa Kemal ancak öğleden sonra Kartal adlı eski bir askeri istimbotla Sirkeci’ye geçti, oradan doğru Pera Palas Oteli’ne gitti.


Cevat Abbas anlatıyor:

‘Atatürk’le ben, askeri ulaşımın bir köhne motoru ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının içinden geçiyorduk.

Atatürk’ün zarif dudaklarından ‘Geldikleri gibi giderler!’ cümlesini işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu ümitsizliği derhal unutmuştum.

Cevabımda aceleci davrandım:

‘Size nasip olacak, siz bunları kovacaksınız Paşam!’ dedim.

Gülümsedi.

Aziz başının içinde şekillenmeye başlayan vatanı kurtarma planlarını bir an için yeniden geçiriyor gibi daldı.

Sonra ‘Bakalım!’ dedi.’


Mustafa Kemal, Nisan 1920’de Yunus Nadi’ye Ekim 1918’de neden harbiye nazırı olmak istediğini şöyle anlatacaktı:

‘Bak Nadi Bey işler nerelere kadar sürüklendi geldi.

Fakat bu işler böyle olmadan da sorunu çözmek olanaklıydı.

Ahmet İzzet Paşa oluşturacağı hükümette bana Harbiye Nezareti’ni versin diye Adana’dan telgraf çektim.

Kendisi bunu makam hırsı olarak yorumlamış.

Oysa ben adamlarımızı biliyordum.

Memlekete yapılacak hizmeti ancak ben yapabilirdim.

Eğer ben o hükümette bulunsaydım işi daha İstanbul’un eşiğinde iken çözerdim.

Karaya İtilaf Devletleri’ni çıkartmamak için kesin önlemler alırdım.

Ne olacaksa orada olurdu.

Ve emin olabilirsin Nadi bey ki, karaya işgalci askerler dahi pekala çıkmayabilirdi!’


GÜNÜN ALINTISI


Kaynak: Samsun’dan Önceki 6 Ay – Alev Coşkun / Kurtuluş Savaşı Anıları – Yunus Nadi
Görsel Video: ‘Son Osmanlı Yandım Ali’ filmi

 

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir